Demokrasi bilindiği kadarı ile antik Yunanistan'da icat edilmiş bir idare biçimidir. Temel esası halkın kendi kendini yönetmesine dayanır. Kelime anlamı dimokratia Yunanca "ahali" ve "iktidar" kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Antik Yunanistan'da demokrasi tam anlamı ile bizim anladığımız gibi işlemiyordu. Aradaki farklardan biri oy veren kesimin asıl nüfusa göre çok daha az olması sayılabilir. Bu farkın sebebi ise kadınların, kölelerin ve yerleşik yabancıların oy vermesine izin verilmemesiydi.
Sistemin en belirleyici yönlerinden biri oy vermeye dayalı olmasıydı. Halk bir araya gelip belli bir görüş hakkındaki lehte ya da aleyhte tavır koymak için bir sandığın içine oylarını atmaktaydı.
Antik Yunanda bu sistemin bir farkı daha vardı. Bu fark demokraside oy veren halkın yerel ve herkesin bir miktar bilgi sahibi olduğu konular üzerine oy veriyor olduğu gerçeğiydi. Siyaset her zaman siyasetti, bugünkü gibi oyunların dönmediğini iddia etmek yersiz olur ancak halkın o dönemde oy verenlerin sayısı da göz önüne alınacak olursa çok daha bilgili bir şekilde oy kullandığı söylenebilir.
Modern ülkelerin çoğunda ise oy verme işlemi oluşturulan partiler tarafından yürütülüyor. Halk görüşüne yakın olduğunu düşündüğü bir gurubun kurduğu partinin çıkardığı adaya oy vererek temsiliyet hakkını kullanıyor.
Bir ülkenin karşılaştığı sorunlar bir kasaba büyüklüğündeki şehirden daha fazla olduğu düşünülürse her seçmenin her konuda bilgisi olması da beklenemez. Bir seçmen bu durumda çok kolay bir şekilde manipüle edilip kendi aleyhine kararlar alabilecek birilerini seçmeye teşvik edilebilir.
Amerika Birleşik Devletleri bu duruma güzel bir örnektir. Şimdiye kadar sosyal devlet olgusuna uzak olan devlet Obama'nın sosyal reform projesi ile ortaya çıkması ile değişti. Cumhuriyetçiler bu gibi olgulara karşı olduklarından bu sosyal reforma ihtiyacı olan insanları milliyetçilik ve yanlış bilgilendirme ile aleyhte oy kullanmaya teşvik etti.
Bunun haricinde pek çok devlette demokrasi para ve güce sahip belli zümrelerin kitleleri yönlendirerek kendi amaçlarına hizmet edecek kişileri başa getirdikleri sistemlere dönüştü.
Peki temelde bu kadar basit ve adil görünen bir sistemde yanlış olan neydi? Yukarıda da ima edildiği gibi kitlelerin büyümesi ile bilgili seçmen oranının azalması asıl sebepti.
Peki bu temel sorunun çözülmesi için ne yapılabilir? Sorun kitlenin genişlemesi ile bilgilendirilmiş seçmen sayısının düşmesi olduğundan kademeli bir seçim sistemi devreye sokulabilir.
![]() |
Örnek yapılanma |
2. seviye idareciler ise 1. seviye idareciler tarafından seçilir. Bu idareciler il valisi gibi düşünülebilir. Daha önceden mahalli bir yönetimde olduğu için ilgisiz ve eğitimsiz biri de değildir. Araba uçak ya da gemi kullanan insanların o konuda eğitim almak zorunda olduğunu düşünürsek devletin başına geçecek idarecilerin de belli bir deneyimi ya da eğitimi olması gerektiği su götürmez bir gerçektir.
3. seviye idareciler ise yine 2. seviye idarecilerin bir araya gelerek bir seçim yapmasından oluşur. Bu aşamada idareciler birkaç ilden oluşan bir bölgeyi yöneteceği için ayrıca bir halk güven oylaması da sistemin tamamen izole olmasını engeller.
4. seviye idareciler yine halk oylaması ve 3. seviye yöneticiler arasındaki bir seçimle başa gelebilir.
Bu sistem şu anda yürürlükte olan sistemlerden çok ta farklı değildir. Aradaki en önemli fark idarecilerin seçim kampanyası yürütmek zorunda olmamalarıdır. Bu idarecilerin sık sık psikolojik değerlendirilmesi alınmalı ve aralarında en elverişli olanların bir üst kademeye aday olması gerekmektedir.
Ayrıca sürecin uzunluğu sayesinde adayların belli bir zümre tarafından yerleştirilmesi gibi bir durum söz konusu olmaz. Uzun idarecilik süreci de uzun soluklu bir devlet stratejisi belirlenmesinde yardımcı olacaktır.
Burada bahsettiğim bu sistem mükemmel olmamakla beraber mevcut sistemlerin eksik taraflarını tamamlamaktadır. Mevcut idarelerin sorunları göz önüne alındığında yeni bir sisteme ihtiyaç olduğu açıktır. Ancak bir alternatif sunamayacaksanız bir değişim yapmak kaotik sonuçlar türetebilir. Sonuçta ne çeşit bir sistemde karar kılınırsa kılınsın gelecek sistemin tartışılıp mümkünse birkaç sistemin özümlemesi olması en uygunu olacaktır.
C. Caner Telimenli
C. Caner Telimenli