İnsanlar arasındaki ilişkiler bilindiği gibi statik bir olgu
değildir, zamana ve koşullara göre değişmeye meyillidir. Bu değişimlerin nasıl
oluştuğu çoğu zaman insanlar için belirsiz ve anlaşılmaz olmuştur. Temelinde bu
ilişkiler sosyal olguların ve ahlak anlayışının etkileşimi ile şekillenir. Daha
açık bir tanım yapmak için evrim ve oyun teorisi gibi konuları da işin içine
katmak gerekir.
Ancak bu konuya değinmeden
önce insan ilişkilerinin tarih içindeki gelişimine ve genel durumuna bir göz
atalım.
Kanlı bir savaşın
içinde insan
Bunun yanı sıra bu savaş topçuların piyade üzerinde en yoğun
kullanıldığı savaşlardan biriydi. Bazen günlerce süren bombardımanlar olur,
eğer bu patlamada ölmezseniz bile ölen arkadaşlarınızın parçalanmış
cesetleri, bombardımanın insanı çılgına
çeviren gürültüsü ve üzerinizde yarattığı psikolojinizi darmadağın eden etkisi
ile uğraşmak durumunda kalırdınız. Ve üstüne baş gösteren salgın hastalıklar da
tuzu biberi oldu.
Bu şartlar altında yaşayan askerlerin davranışlarını
değerlendirecek olursak; beklenti tamamen insanlık dışı davranan, saldırgan ve anlaşılması imkânsız insanlar ile karşılaşmak yönünde olurdu.
Ancak aksi yönde davranışların sergilendiği vakalar gözlemlendi.
Bunlardan biri de Birinci Dünya Savaşı’nda batı
cephesinde 1914 Noel’inde gerçekleşen Noel ateşkesi olarak bilinen durumdu. Bu
olay sırasında karşılıklı taraflarda bulunan İngiliz, Fransız ve Alman
askerleri düşmanın görüldüğü yerde vurulması emrine karşı gelerek birbirlerinin
Noel’ini kutlamak üzere siperlerinden çıkıp tarafsız bölgede buluştular. Bu
garip durum bir istisna da değildi. Çanakkale savaşları da dâhil olmak üzere
pek çok cephede ara ara resmi olmayan ateşkesler yapılıyordu. Bu olayın
arkasındaki mantık ise yaşa ve yaşat felsefesiydi.
Buradan günümüze doğru uzanacak olursak, karşılıklı güven
konusunda negatif yönlü bir değişim olduğu gözlenebilir.
Savaş sonrası dönem
Birinci Dünya Savaşı’ndan günümüze uzanan dönemde kişisel
ilişkiler boyutunda güvendeki değişimi ele alırken söyleyebileceğimiz ilk şey
insanların arkadaş çevrelerinin eskisine göre çok daha küçük olduğu ve
insanların kimi dost diye tanımladıklarına çok daha fazla seçici davranıyor
olmaları olur. İlerleyen teknoloji ile birlikte gelen sosyal medya ve benzeri
iletişim araçları ile sosyalleşme imkânları artarken bu imkânların ne kadar
doğru doğru kullanıldığı akıllarda soru işareti oluşturuyor.
Aşağıdaki grafiklerde, Chicago Üniversitesi tarafından ilk
kez 1972 yılında yapılmaya başlanan “Genel Sosyal Durum Anketi” güven ve
benzeri faktörlerin bir araya gelmesinden oluşan bilgileri içermektedir. Bu anketler pek çok değişik etmen gözetilerek
hazırlanmıştır. Verilen ilk grafikte de görülebileceği gibi, yapılan ankette
“Çoğu insan güvenilebilirdir.” seçeneğini işaretleyenlerin oranı 1972 yılında %46’dan
2012 yılında %32’ye kadar gerilemiştir. İlk grafikteki kırmızı hat
karşılaştırma için diğer grafiklerde çizgili hat ile gösterilmiştir.
Bu grafikte gösterilen azalışın yaş ve kuşak ile nasıl bir
bağlantısı olduğuna dair ilginç veriler içeriyor. 1944 ve öncesi doğanlar için
güven oranı yüksekken 1945 sonrası doğan ve “babyboomers” olarak adlandırılan
grupta da benzer oranlar
sergiliyor. Ancak 1965 sonrası doğan ve X kuşağı olarak adlandırılan grup daha
düşük güven oranları sergiliyor. Gene de yıllar içinde bu grubun yaş
ortalamasının artması ile güven oranında bir ufak bir yükseliş gözleniyor. Sahneye en son
çıkan ve “Millenials” olarak adlandırılan 1985 ve sonrası doğumlular için ise
güven oranları en düşük seviyelerde bulunmakta. İlerleyen zaman ile yaşlanan bu
grubun da X kuşağına benzer bir şekilde güven oranlarını arttırıp
arttırmayacağını ise zaman gösterecek.
Devam edecek olursak, insanların finansal durumu ile güven
arasında da bir ilişki kurmak mümkün. Bu araştırma dâhilinde insanlara “Diğer
ailelere kıyasla maddi durumunuz hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna verilen
cevaba bağlı olarak diğer insanlara ne kadar güvendikleri ile ilgili sorular
arasında kurulan ilişki ile finans ve güven bağlantısı incelendi. Elde edilen sonuçlarda ise yüksek gelirli
ailelerin insanlara daha fazla güvendiği, düşük gelirli ailelerin ise diğer
insanlara güvenmekte daha temkinli davrandığı gözlemlendi.
Konu ile ilintili Eric Uslaner tarafından yazılan “Güvenin Etik Temelleri” adlı
çalışmada gelir adaletsizliği ve güven üzerindeki etkisi ile ilgili detaylı bir şekilde inceleniyor.
Araştırmanın bulgularına göre gelir adaletsizliğinin daha fazla olduğunu
düşünen insanlar arasında birbirine güven düşük seviyelerde kalıyor. Gelir adaletsizliğinin
hem Amerika hem de Dünya bazında giderek arttığı düşünüldüğünde aynı etkinin
burada da söz konusu olduğu düşünülebilir.
Güven konusundaki pek şaşırtıcı olmayan ancak sebebi çok anlaşılabilir
olmayan etken ise eğitim durumudur. Anketin gösterdiği kadarıyla eğitim durumu
arttıkça diğer insanlara olan güven
de artmaktadır. Eğitim durumu ve güven arasındaki ilişkinin
dinamiklerini incelemek zor ve tam olarak neden böyle bir ilişki olduğu
bilinmiyor. Ancak bu konuda yapılmış “Güvenin Bilişsel Temelleri” adlı bir
çalışmanın belirttiği kadarı ile eğitim ile gelen gelişmiş sosyal yetenekler,
daha fazla iş fırsatı ve yüksek gelirin bir etken olabileceği düşünülüyor.
Burada bahsedilenlerin dışında sağlık durumu ve mutluluk
gibi etmenlerin de güven ile ilişkili değişkenler olduğunu söyleyebiliriz. Daha
sağlıklı insanlar güvenmeye daha yatkınken, sağlık durumu kötü olanlar daha az
güveniyor. Benzer bir şekilde, mutlu insanlar güvenmeye daha açık olabilirken
mutsuz insanlar ise daha temkinli oluyor. Ve tabi etnik köken gibi etmenler de
güven konusunda bir etmendir.
Beyaz olarak tanımlanabilecek gruplar diğerlerine güvenmeye daha yatkın, ancak
diğer gruplarda bu oran çok daha düşük.
Oyun Teorisi ve Evrim
Bir ya da birden fazla tarafın belli kurallar çerçevesinde birbirleri ile olan
etkileşimi oyun teorisi dâhilinde incelenen bir konudur. Oyun teorisi ekonomi
ya da biyoloji gibi pek çok alanda kendine uygulama alanı bulmuştur.
Diferansiyel oyunlar, kombinasyon oyunları ya da meta oyunlar dahil olmak üzere
pek çok çeşidi olsa da biz daha çok İşbirlikçi olan ya da olmayan oyunlar ile
sıfır toplamlı oyunlar ile ilgileneceğiz.
İlk örnek olarak iki tarafın iş birliği yaptığı durumda 2
birim kazancı olduğu, kaybettiklerinde 1 birim kaybettikleri, kazandıklarında 3
birim aldıkları ve iki taraf da iş birliği yapmadığında 0 birim kazandığı bir
örneği ele alalım. Tur sayısı da önemli bir değişken olsa da örneklerin
anlaşılır olabilmesi için oyunları
beş tur ile sınırlayacağız.
1.Tur: A=2 B=2
2. Tur: A=4 B=4
3.Tur: A=6 B=6
4.Tur: A=8 B=8
5.Tur: A=10 B=10
İki tarafın da iş birliği yaptığı bir durumda oyun kaç tur
oynanırsa oynansın iki tarafın da kazancı eşit olacaktır. Birbirlerini
aldatmaları oyunun sona ermesine ve kazancın durmasına sebep olacağı için
çekici bir durum değildir.
Ancak burada dikkat edilmesi
gereken bazı noktalar var. Eğer oyunda bir tarafın işbirliği yapmayarak
kazandığı ödül miktarı çok yüksek olsaydı, beşinci tur sonunda karşı taraf iş
birliği yapmadığı halde kârlı çıkabilirdi. Şimdi işbirliği yapmadıklarında
3 yerine 10 birim kazansınlar.
1.Tur: A=10 B=-1 (A işbirliği yapmaz)
2.Tur: A=20 B=-2 (A gene iş birliği yapmaz)
3.Tur: A=20 B=-2 (B bıkar ve oyunu bırakır)
4.Tur: A=20 B=-2
5.Tur: A=20 B=-2
Burada ikinci turdan sonra B oynamayı bıraktı. Ancak A
çoktan kazancını elde etmişti. Yani iş birliği yapmasa da kârlı çıkmış oldu. Bu tarz
oyunlara sıfır toplamlı oyunlar (zero-sumgame) deniyor ve oyun teorisine çok
büyük katkıları olmuş matematikçi John Forbes Nash Jr. bu tür oyunlarda kazanmanın tek yolunun
oyuna hiç girmemek olduğunu söylüyor.
1.Tur: A=2 B=2
2. Tur: A=4 B=4
3.Tur: A=7B=3 (A hata yapar)
4.Tur: A=7 B=3
5.Tur: A=7 B=3
Burada üçüncü turda A bir hata sonucu iş birliği yapamadı ve
daha çok kazandı ve bunun üzerine B kayba uğradı.
Ancak hayatta her zaman oyunu bırakıp gitmek bir seçenek
olmaz ve yapılan hatalara ya da kötü niyetli yaklaşımlara rağmen aynı kişi ile
ilişkilerinizi devam ettirmek durumunda kalabilirsiniz. Böyle bir durumda ise
kısasa kısas dediğimiz bir yöntem insanların sıklıkla uyguladığı bir yöntem
olmuştur. Şimdi buna uygun olarak yeni bir oyun oynayalım ve ikinci turda bir
olay olsun.
1.Tur: A=2 B=2
2. Tur: A=5 B=1 (A hata yapar)
3.Tur: A=4 B=4
(B karşılık verir)
4.Tur: A=6 B=6
5.Tur: A=8 B=8
Bu karşılaştığımız durumda A işbirliği yapmadı ve daha fazla
kazandı. Buna karşılık bir sonraki turda B de aynı şeyi yaptı ve ödeşmiş oldular. Bu şekilde her şey
yoluna girmiş gibi gözükse de bu gerçek hayatta nadiren bu kadar basit bir
şekilde işliyor.
Bu örneğin üzerinde biraz daha duralım ve A’nın yanlışlıkla
iş birliği yapamadığını düşünelim. Eğer B ile aralarında bir iletişim kanalı
varsa ve uzun süreden beri işbirliği yapan taraflarsa B bu hatayı görmezden
gelecek ve belki de karşılık verme gereği bile duymayacaktı. Ama aralarında
daha önceden güveni zedeleyecek bir durum oluşmuşsa bu aralarındaki iş
birliğinin sonu olabilirdi. Ya da A ile B arasında düzgün bir iletişim yoksa ve
iki yabancı konumunda iseler, A hata yaptığında ve B de karşılık olarak o sefer
için iş birliği yapmamayı tercih etseydi aralarında karşılıklı olarak
birbirlerini aldatmaya dayanan bir ilişki oluşabilirdi.
Burada bu iki kişi arasındaki ilişkilerin önemi ortaya
çıkıyor. Sosyal statüden eğitim durumuna kadar pek çok farklı değişken de bu
davranışların şekillenmesinde etkili oluyor.
Şimdi ilk örnekten yola çıkarak olayın evrim ile ilişkisine
bir göz atalım. Ancak burada yeni bir kural ekleyeceğiz. Tarafların hayatta
kalabilmek için 15 birime ihtiyaçları olsun.
1.Tur: A=2 B=2 (iki taraf başta iş birliği yapar)
2.Tur: A=4 B=4
3.Tur: A=6 B=6
4.Tur: A=8 B=8
5.Tur: A=11 B=7 (A giderayak yapacağını yapar)
A son turda B ile iş birliği yapmamayı seçti ve işin içinden
kârlı çıktı. Ancak bu
oyun oynayacakları tek oyun değil. Bir süre sonra tekrarlanan oyunda B bunu
unutmayacak ve davranışı buna göre şekillenecek. Ancak adımlarına dikkat etmesi
gerekiyor. Eğer çok erken iş birliği yapmayı bırakırsa fazla kâr edemeden oyun sonlanır.
1.Tur: A=13 B=9 (iki taraf başta iş birliği yapar)
2.Tur: A=15 B=11
3.Tur: A=17B=13
4.Tur: A=19 B=15
5.Tur: A=18 B=18 (Bu sefer B giderayak yapacağını yapar)
Burada B son anda işbirliği yapmayı bıraktı. Bu sayede
toplam kazancı on sekiz birim oldu. Ancak daha erken mesela birinci turda iş
birliğini bıraksaydı toplamda sadece 12 birim kazanmış olacaktı ve hayatta
kalamayacaktı. Bir önceki el davranışlarını etkileyerek yeni bir tutum
sergilemesine sebep oldu. Bu karşılıklı etkileşimler çok uzun turlar boyunca
tekrar edildiğinde ise davranışını değiştirip önlem alanlar daha fazla kâr elde ederken, ilk turda iş
birliği yapanlar daha az kazanarak hayatta kalamayacaklar ve bu da ortamda A
gibi sinsi bir davranış sergileyen insanların daha fazla artmasına sebep
olacak.
Buna benzer daha fazla olasılığı gözlemleyebilmek için bu
küçük oyunu deneyebilir, farklı karakterlerin birbirleri ile ilişkilerini
inceleyerek ne gibi sonuçlara sebep olduğunu görebilirsiniz. https://osaatcioglu.github.io/trust/
Bu kısa yazıda geçmişten bu güne güvenin seyri ve oyun
teorisinin ve evrimin bu durum ile ilişkisini ele aldık. Burada verilen örnekler
çok az değişkene bağlı olmakla beraber olayın temellerini anlaşılır kılmaya
yönelik hazırlanmıştır. Gerçek hayatta istatistiklerde de değinildiği gibi çok
daha fazla etken işin içine girmektedir. Bahsedilen zaman diliminde insanların
birbirine olan güvenin aralarındaki ilişkilerin paranoya, yersiz şüpheler,
yanlış anlamalar ve bazen de istemli bir şekilde gerçekleşen kötü niyetli
eylemler ile şekillendiği ortadadır. Ancak gene de bu öğelerin hiçbirinin bir
diğerine ağır basmadığını bilmek ve karşı tarafa elini uzatarak oyuna başlamak
aşağıya doğru yönelen grafiğin tekrar yükselmesine yardımcı olabilir. Güven
oyununda kandırılsanız bile oyunu tekrar oynamadan aradığımız mutluluğa
ulaşamayacağımızı da unutmamamız gerekir.
Yazan:
C. Caner Telimenli
Düzenleyen: Arsel
Berkat Acar
KAYNAKÇA
Güvenin Bilişsel Temelleri “Thecognitivebasis of trust.
Therelationbetweeneducation, cognitiveability, andgeneralizedandpoliticaltrust”
Güvenin Etik Temelleri “The Moral Foundations of Trust” -EricUslaner
“Amerika’da Güvenin Düşüşü” -Uygulamalı
sosyoloji Uzmanı Josh Morgan
Chicago ÜniversitesiGenel Sosyal Durum Anketi 1972-2012
İş Birliğinin Evrimi “TheEvolution
of Cooperationby Robert Axelrod “
Birinci Dünya Savaşı, Yaşa ve Yaşat felsefesi “Combat Motivation:
TheBehaviour of Soldiers in Battle” -sayfa 147
Noel Ateşkesi